21 Şubat 2011 Pazartesi

TAM NAMAZ KILACAKTIM...

 O ALTMIŞ YAŞLARINDAYDI Ona göre insan dünyaya bir kez gelmişti Öyleyse hayatın tadını çıkarmalıydı.Bu sebeple İslâmî hayatla arası yoktu Ona göre insanlar ihtiyarlayıp beli büküldüğü zaman namaz kılmalı ve örtünmeliydi.Yeğeni Zerrin örtündüğü zaman şok olmuştu Onu bu hayattan sürekli uzaklaştırmaya çalıştı:Kızım sen daha çok gençsin Bu yaşta öcüler gibi nasıl kapanıyorsun Hem kocan seni beğenmez Eskisi gibi süslen püslen Bu ne, temizlikçi kadınlara dönmüşsün” deyip, Zerrin Hanım’ı vazgeçirmeye çalışıyordu Zerrin Hanım ise:
Dostum Zerrin Hanımın teyzesiydi…
Hayatı yaşamayı, gezip eğlenmeyi pek severdi.


“Teyzeciğim, eşim benim bu halimden memnun Onun gözü şimdiye kadar başka kadınlarda olmadı ki, bundan sonra olsun” diyerek itiraz ederdi Fakat teyzesi ikna olmaz itirazını sürdürürdü:
“Şimdiye kadar güzeldin Şimdi güzelliğini kapattın Onun için eşinin gözü başka kadınlara kayabilir”
Ablam açık, ama kocası her gün bir kadınla geziyor Buna ne diyeceksin? Eğer bir erkek başka kadına ilgi duyarsa bunu ancak dini duyguları engelleyebilir Zaten dinimizde bir erkeğin başka kadına başka gözle bakması haram”Aslında Zerrin hanımın teyzesi kendisini çok seviyordu Kendine göre kurtulmasını istediğinden üstüne düşüyor, yeni tarz hayatından vazgeçirmeye çalışıyordu Bu yüzden karşılıklı konuşmaların ardı arkası kesilmiyordu:
Peki teyzeciğim, ya hacca gidemeden, yaşlanmadan ölürsem?”
“Canım bu yaşta ölümü düşünme”
Zerrin’in teyzesi sıkıştığında saldırganlaşıyordu: “Senin kafan örümceklenmiş Ne yapsak içine bir şey girmiyor Hiç aynaya bakmıyor musun? Eski Zerrinle yenisi arasındaki farkı görmüyor musun? Allah aşkına kızım kendini neden kandırıyorsun Sinema yok, tiyatro yok, dans yok, müzik yok Peki bu nasıl
“Eşin nasıl da seni böyle geri kafalı yaptı? Beynini yıkadı?”

“Yapma teyzeciğim Uzun sandığın hayat çok kısadır Göz açıp kapayıncaya kadar geçer Sonra sen de pişman olursun Gel sen de Allah’a kul ol”

“Neee Senin gibi öcü mü olacağım Hele dur daha çok var”
“Bir gün iş yerimde kadınlık gururumun kırıldığını hatırlıyorum İşe makyajsız gitmiştim O gün yabancı misafirler firmayı gezmeye gelecekmiş Müdür yanıma gelip“Zerrin Hanım bugün o muhteşem güzelliğiniz neden yok?” dedi Ben de:“Güzelliğimin işimle ne alâkası var?” dedim Bana: “Efendim, siz bizim iş yerimizde vitrinimizsiniz Sizin güzel olmanız gerek” “Ben bir iş yaptığımı sanıyordum Adamlar beni meğer bir süs eşyası, dekor olarak görüyorlarmış!Artık örtüm sayesinde bu tür aşağılanmaktan kurtuldum”“Bunlar sana şimdi heyecan verir ama sonra usanırsın” “Bu geçici bir heves değil teyze Bak dilersen sana bir şey okuyayım: “Dünya durmuyor gidiyor İnsan da beraber gidiyor Sen de yolcusun Bak ihtiyarlık şafağı kulaklarının üstünde doğmuştur Başının yarısından fazlası beyaz kefene sarılmış Vücudunda yerleşmeğe hazırlanan hastalıklar ölümün keşif kollarıdır Ama ebedî ömrün önündedir O ömürde göreceğin lezzet, ancak bu fani ömürde çalışmalarına bağlıdır Senin o sonsuz ömürden hiç haberin yok Ölüm seni uyandırmadan uyan” “Sen bunları nereden okuyorsun?” Said Nursi’nin Kur’an tefsirinden” “Eyvah, nereden buldun bu kitapları? Yoksa sen nurcu mu oldun? Konuşmalarından belliydi zaten Demek nurculara karıştın ha?” Teyzesi, toplumda yalan yanlış dolaşan kanaatlerini bir bir sayıp dökmeğe başladı: “Eskiden beri biz gazetelerde nurculuğun fena bir şey, “irticai” faaliyetler olduğunu okurduk Said-i Nursi’nin bütün hayatı hapiste geçmiş Tehlikeli ve suçlu olmasa hapse atarlar mıydı?” “Teyzeciğim, tüm kulaktan dolma yanlış bildiklerini gerçek sanıyorsun Oysa piyasada çok silik söz dolaşıyor Peygamberimizi de yurdundan göç etmek zorunda bırakmadılar mı? Peki peygamberimiz tehlikeli ve suçlu olduğu için mi onca zulmü yapmışlar? Üstelik Said Nursi’ye açılan bütün davalar beraatla sonuçlanmış Bunu da biliyor muydun?” Teyze saplantılarından bir türlü vazgeçmiyordu: “Bak evlâdım böyle şeylerle uğraşma Sana ne nurculuktan, sana ne Said Nursi’den Şu üç günlük dünyada ye, iç, eğlen” “Peki insanın dünyaya gönderilişinin bunlardan başka bir gayesi yok mu? Nereden gelip nereye gittiğini, onu bu dünyaya göndereni düşünmesin mi? Yaratıcının emirlerine göre yaşamasın mı?” “Canım dedim ya bu işi yaşlanmaya bırak Sonra gençliğin gider, pişman olursun”
Zaman böyle akıp giderken, Zerrin hanım arada gelip olan biteni benimle paylaşıyordu Son görüştüğümüzde teyzesi ile ilgili çok farklı şeyler söyledi: “Teyzemle bu tartışmalarımız sürüp giderken aradan az zaman geçti ve teyzem ne yazık ki kansere yakalandı! Artık bütün gün yatıyordu Hastaneye kaldırılmıştı Ziyaretine gittim:“Teyze” dedim “Benden bir istediğin var mı? Sana nasıl yardımcı olabilirim?” Teyzem yüzüme çaresiz ve pişmanlık dolu gözlerle baktı:“Zerrin otur yanıma,” dedi

Titreyen elleriyle ellerimi tuttu Derin bir “ah!” çekti Gözyaşları yanaklarından süzülüyordu Bütün vücudu sanki büyük bir fırtınaya tutulmuştu Kesik hıçkırıklar arasında:


Sen haklıymışsın” dedi “Gerçekten hayat çok kısaymış, dünya faniymiş Bilmedim, bilemedim Sanıyordum ki, Azrail benim kapımı hiç çalmayacak Yaşlandığımda namaz kılacaktım, hacca gidip tövbe edecektim Yanılmışım Şimdiye kadar yaşadığım hayattan elimde sadece acılar kaldı Şimdi sadece namazlarımı kılmak istiyorum”
Teyzem bana yıllardır dindarlığımdan dolayı yapmadığını bırakmamıştı Özellikle tüm felsefesini yaşlanınca örtünüp ibadet etmek üzere kurmuştu Ama şimdi o felsefesinin iflas ettiğini, bir işe yaramadığını acılar içinde itiraf ediyordu Ama iş işten geçmişti Teyzemi mahcup etmemek için başımı önüme eğdim Ama o tüm pişmanlık dolu sözlerle itirafını sürdürdü: “Namazlarımı kılacaktım Ama artık günlerim sayılı Ahhhh! Tekrar dünyaya gelsem, sadece Allah’a ibadet ederim Ömür bitmez, yıllar tükenmez sandım Ne olur benim için dua et” dedi ve gözlerini yumdu

Teyzemin çaresizlik içindeki pişmanlığı bana Üstad Bediüzzaman’ın şu ifadelerini hatırlattı:

Eyvah, aldandık Şu hayat-ı dünyeviyeyi sabit zannettik O zan sebebiyle bütün bütün zayi ettik Evet, şu güzeran-ı hayat bir uykudur, bir rüya gibi geçti Şu temelsiz ömür dahi bir rüzgar gibi uçar gider”



16 Şubat 2011 Çarşamba

renkli oda takımı modeli

Çiçek şeklinde saat modelleri. 2011 saat modelleri.


Yepyeni Saat Modelleri
2011 yeni trend saat modelleri

Bayan Saat Modelleri
Çiçek saat modelleri

Saat Modelleri
Farklı bayan kol saatleri

Saat Örnekleri
Bayan spor saatler

Saat Modelleri
Yeni trend saatler. Mor çiçekli saat modelleri

Çiçekli Saat Modelleri
Mavi çiçekli saat modelleri

Farklı Saatler
Zincirli saat modelleri

Modern Saatler
Çok şık saat modelleri

2011 yılı güneş gözlüğü modası

2011 yılı güneş gözlüğü modası büyük çerçeveli gözlükler. Tabi büyük çerçeveli gözlükler herkesin yüzüne uymuyor. Özellikle küçük yüzlüler büyük çerçeveli gözlüklerden uzak durmalı. Yani gözlük alırken yüz şeklinize göre gözlük seçmelisiniz.
Bu yıl eski moda pilot gözlüğüne benzeyen Jackie Onassis tarzı büyük kare çerçeveler daha çok tercih ediliyor.
Gözlük alırken dikkat etmeniz gerekenler:
Yüz hatları yuvarlak olanlar:
Yüz hatları yuvarlak olanlar köşeli gözlükleri tercih etmelidir. Çünkü diğer gözlükler yüzünüzün yuvarlaklığını daha çok belirginleştirir. Eğer büyük bir yüze sahipseniz büyük kare çerçeveli gözlükleri tercih edin.
Yüzünüz kalp şeklindeyse:
Geniş gözleklerden uzak durun. Çünkü bu tür gözlükler yüzünüzü olduğundan daha uzun gösterir. Bu yüze en uygunu pilot gözlüklerdir. Bu tür gözlükleri sevmiyorsanız renkli camlı yada aynalı gözlük tercih edebilirsiniz. Bu gözlüğü kullanan ünlülerden biri Kate Moss.
Yüz hatları küçük olanlar:
Küçük yüzlülerde çerçevesiz gözlükler daha şık duruyor. 1980′li yılların modası Wayfarer modeli klasik bir gözlük modelidir ve küçük yüzlülere çok yakışan bir modeldir. Bu yüze sahip olanlar kesinlikle büyük çerçeveli gözlükleri tercih etmemelidir.
Yüz hatları uzun olanlar:
Yüzünüzün en ve boyunu orantılamak açısından dikdörtgen çerçeveli gözlükleri seçmelisiniz. Bu tarz gözlükleri Diesel’de bulabilirsiniz.
Yüz hatları kare olanlar:
Jackie Onassis tarzındaki gözlükler kare yüzlüler için çok idealdir. Bu yüze sahip olanlar köşeli gözlüklerden uzak durmalıdır. Bu gözlükler yüzün kareliğini daha da ön plana çıkarır.

Güneş Gözlüğü Modelleri 
2011 güneş gözlüğü modelleri. Büyük çerçeveli gözlük modelleri.

 2011 Gözlük Modelleri 
Bu yılın modası büyük çerçeveli gözlük modelleri

Farklı Gözlük Modelleri 
Farklı gözlük modelleri

Güneş Gözlüğü Modelleri 
Küçük yüzlüler için güneş gözlüğü modelleri

Güneş Gözlük Örnekleri 
2011 güneş gözlüğü modelleri

2011 Güneş Gözlüğü Modası 
2011 yılı güneş gözlüğü modası. Güneş gözlüğü markaları.

Güneş Gözlüğü Modelleri 
Taşlı gözlük modelleri

 Taşlı Güneş Gözlükleri 

renkli oda takımı modeli

dantel motif

Günde bir kivi şifa veriyor

kivi_2
Günde bir kivi şifa veriyor
C, E, B2 ve A vitaminleri ile bakır ve fosfor yönünden zengin olan kivi kanser oluşumunu ve kabızlığı önlüyor
Türkiye Diyetisyenler Derneğinin (TDD) Dış İlişkiler Komisyonu Başkanı Diyetisyen Selahattin Dönmez, kivinin, zengin besin değeri, farklı lezzeti, vitamin, mineral, antioksidan, fitokimyasal ve lif içeriğiyle eşsiz bir meyve olduğunu söyledi.
Yapılan araştırmalarla kivinin sahip olduğu antimutajenik (mutasyon önleyici) bileşiklerin kanser oluşumu ile kabızlığı önlediği, kanı sulandırarak kalp ve damar hastalıklarına iyi geldiğinin bilimsel olarak saptandığını belirten Dönmez, “Kivi dünyada yoğun olarak tüketilen 26 meyve içerisinde besin maddesi yönünden en zenginidir.
Kivinin 100 gramında ortalama 100-400 miligram C vitamini bulunuyor. Magnezyum içeriği bakımından da en zengin, yüksek potasyum miktarı ve düşük sodyum ile yine meyveler içerisinde ön sıralarda yer alıyor” dedi.
SOLUNUMLA İLGİLİ ŞİKAYETLERİ AZALTIYOR
Dönmez, kivinin karotenoidler (yosunlar, bazı mantarlar ve bitkilerde bulunan pigment), fenolik bileşikler ve antioksidan yönünden de oldukça zengin ve önemli meyve olduğunu belirterek, “C vitamini deposu kivinin düzenli tüketilmesi halinde özellikle kış aylarında görülen solunumla ilgili şikayetlerin azaldığı yönünde bilimsel veriler bulunmaktadır” diye konuştu.
İtalya'da 18 bin çocuk üzerinde yapılan bir araştırmada C vitamini içeriği yüksek meyve tüketen bireylerin yüzde 44'ünde solunumla ilgili sorunla karşılaşma riskinin azaldığının belirlendiğine dikkati çeken dönmez, şöyle devam etti: “Zaten eskiden beri astım hastalarında nefes açıcı ve öksürük kesici olarak kullanıldığı bilinmektedir. Yapılan başka bir araştırmada olgunlaşmış kivi meyvesinde proteinlerin yapı taşı olan amino asitlerden 15 tanesi belirlenmiş, özellikle arginin, glutamin, asparagin amino asitleri daha yoğun olarak saptanmıştır.
Arginin aminoasidinin kanı sulandırdığı, erkeklerde iktidarsızlığa iyi geldiği, glutaminin beyin ve merkezi sinir sisteminde yoğun olarak bulunduğu belirtilmektedir. Son yıllarda kivi tohumlarından elde edilen ekstraktlar sağlıklı beslenme amacıyla da kullanılıyor. Kivi kanseri başlatan genlerde mutasyonu önlemede etkili olan antimutajenik bileşikler içeriyor. Özellikle lutein aminoasidinin prostat, akciğer ve kolon kanserine iyi geldiği bildiriliniyor.”
DEPRESYONU ÖNLÜYOR
Dönmez, İskoçya'da Rowett Araştırma Enstitüsünde gönüllü bireylerle yapılan bir çalışmada, 3 haftalık kivi tüketimi sonucunda yapılan tahlillerde, kan plazmasında C vitamini içeriğinin arttığı, lenfositlerde DNA zararının belirgin bir şekilde azaldığının saptandığını vurgulayarak, “Sonuçta kivinin antikanserojen özelliği ile vücudu koruma bakımından önemli olduğu bildirilmiştir. Kivinin, yan etki göstermeksizin kanı sulandırarak,kalp krizini de önlediği yapılan bilimsel araştırmalarla saptanmıştır” dedi.
Selahattin Dönmez, kivinin ayrıca, kolesterol düşürücü, kabızlık giderici, depresyon önleyici, stres azaltıcı, vücut şekerini düzenleyici, trigliserit düşürücü, görme gücünü iyileştirici, bağışıklık sistemini kuvvetlendirici, çocuklarda kemik ve beyin gelişimini arttırıcı özellikleri bulunduğunu vurguladı.
Kivinin kilo koruma ve form tutmada da etkili olduğunu belirten Dönmez, “Kivi, ülkemizde son yıllarda yoğun olarak üretilen ve besin içeriği bakımından oldukça zengin bir meyvedir. Zinde, formda ve hastalıklardan uzak bir yaşam için herkese gün bir kivi yemeyi tavsiye ediyoruz” diye konuştu.

sık igneli motifli dantel

http://img833.imageshack.us/img833/6872/tp010628091.jpg

motifli dantel oda takımı

http://img403.imageshack.us/img403/7497/vitrintakimidantelleri.jpg

dantel modeli

Uzmanlar hamburger için uyardı!

hamburger
Uzmanlar ayak üstü yenilen hazır yiyeceklere ve şekere dikkat edilmesi gerektiği belirterek, bu gıdaların aşırı kilo aldırdığı gibi diyabet hastalığına da davetiye çıkardığını kaydetti.
Ondokuz Mayıs Üniversitesi'nden Doç. Dr. Hulusi Atmaca, fast food ve şekerden uzak durulması gerektiğini açıkladı. Türkiye'de fazla kilolu ve obezlerin oranının yüksek olduğunu vurgulayan Doç. Dr. Atmaca, yaşam tarzları ile ilgili bir takım değişiklikler yapılması gerektiğini bildirdi. Doç. Dr. Atmaca, şöyle devam etti:"Okul ders programlarında dengeli beslenme ve obeziteye yer verilmesi, sportif faaliyetler için okul ve şehrin imkanlar ölçüsünde uygun hale getirilmesi tehlikeye karşı alınacak en etkili yöntem."
MEŞRUBAT YERİNE AYRAN
Doç. Dr. Atmaca, çocukları fast food beslenmeden korumak için yapılması gerekenleri şöyle sıraladı: "Okul kantinlerinde ve okul çevresinde fast food gıdalara yer verilmemesi, şekerli meşrubatlar yerine daha ucuz olan ayranın tercih edilmesi ve buraların birer manav dükkanını andıracak düzeyde meyve ve sebzelerle süslenmesi, aslında çok basit fakat çok etkili önlemlerdir.
Elverdiği ölçüde bisiklet kulvarlarının eklenmesi, fiziksel aktivitemizi özendirecek önemli stratejilerdir. Obezite sorunuyla mücadelede hekimlerle birlikte, aile bireyleri, öğretmenler, şehir yöneticileri ve planlamacıları dahil edilmelidir. Bu sorun tek başına hekimlere havale edilecek bir hastalık olma hafifliğinden çıkartılmalıdır."
VATAN

Sebze suyundaki mucize

sebze_suyu(1)
Sebze suyundaki mucize
Amerikalı bilim adamlarının yaptığı bir araştırmaya göre günde bir bardak sebze suyu içmek 2 porsiyon sebze yemekten daha yararlı
90 sağlıklı kişi araştırma için seçildi. Bu kişilere 12 hafta boyunca günde bir bardak sebze suyu içirildi. Yapılan ankete göre her 10 kişiden 9’u kendisini çok daha iyi hissettiğini belirtti.
Teksas Baylor Tıp Okulu tarafından yapılan başka bir araştırmada ise günde 1-2 bardak sebze suyu içmek kişilerin kilo vermesine büyük katkı sağlıyor. 81 kişinin katıldığı bu testte bir gruba sebze suyu içmeleri söylenirken, diğerleri hiçbir şey içmedi.
12 hafta sonra sebze suyu içenler 2 kilo verirken diğerleri sadece 500 gram zayıfladı. Ve elbette içenlerdeki C vitamini ve potasyum miktarı daha yüksek seviyelerdeydi.
Belki de artık sabahları içtiğiniz portakal suyu yerine sebze suyunu tercih etmenin zamanı gelmiştir. Sebze yemeklerinden hoşlanmıyorsanız bu alternatifi göz önünde bulundurun. Hem sağlığınıza kavuşacak hem de fazla kilolarınızdan kurtulabileceksiniz.

Dişlerinizi beyazlatmak için ne yapmalısınız?


Dişlerinizi beyazlatmak için ne yapmalısınız?
Diş beyazlatma nedir?
Diş beyazlatma; dişlerin yüzeyindeki gözenekli mine yapısında oluşan renkli, organik ve inorganik maddelerin diş beyazlatma jelleri ile giderilmesi işlemidir.

Neden diş beyazlatmaya ihtiyaç duyuluyor?
Modern toplumlarda kişiler, dişlerinin görünümüne hayli önem veriyorlar. Dişlerdeki şekil ve renk bozuklukları psikolojik rahatsızlıklara neden olabiliyor. Diş hekimliğinde estetik ve restoratif maddelerin gelişmesi sayesinde pek çok renk, şekil ve konum bozuklukları kolaylıkla çözümlenebiliyor. Bunların arasında yer alan renklenmiş dişlerin beyazlatılması (bleaching) yöntemi, diğer restoratif metotlara kıyasla daha ekonomik, kolay ve zahmetsizdir.

Kadınlar mı yoksa erkekler mi daha çok diş beyazlatmak istiyor?
Bu soruya genelde kadınlar diyebilirdik! Çünkü biliriz ki kadınlar için estetik her zaman daha ön plandadır. Ama artık erkekler de kadınlar kadar diş estetiğini talep ediyor; yani araların da pek fark yok diyebiliriz.
 

Dişler neden beyazlığını kaybediyor?
Dişlerin oluşumları esnasında meydana gelen yapısal bozukluklar, çocukken veya anne karnındayken kullanılan bazı antibiyotikler, yedikleriniz ve içtiklerimiz (sigara, çay ve kahve gibi boyayıcı alanlar) ve içilen sulardaki flor miktarı dişlerimizde renkleşme yapabilir.

Dişlerde iki çeşit renklenme oluşur:
İç renklenme: Dişin içine nüfuz etmiş ve fırçalama ile giderilemeyen lekelerdir. Dişlerin oluşumları sırasında oluşan yapısal bozukluklar da (ilaçlara bağlı veya fazla flor alımına bağlı vb.) bu sınıfa girer. Beyazlatma işlemi bu tip vakaların büyük bir kısmında çok başarılı olur.
Dış Renklenme: Diş yüzeyine sigara, çay, kahve ve kola gibi boyayıcı bazı gıdalardan yapışan renklenmelerdir. Çoğunlukla diş taşı temizliği ve sonrasında bu lekelerden kurtulmak mümkündür.
Farklı renklenmeler farklı tedaviler gerektirir. Bu sebeple ne tip bir tedavi yapılması gerektiğine diş hekiminizin karar vermesi en doğrusudur.

EVDE DE BEYAZLATABİLİRSİNİZ

Diş beyazlatma yöntemleri nelerdir?
Beyazlatma işlemi iki şekilde uygulanır:
Ofis ortamında bir saat içinde gerçekleştirilen Power Blaeching; beyazlatıcı jel ve ışıktan oluşan, kısa sürede diş rengini 3-4 ton açabilen en hızlı, güvenilir ve etkili beyazlatma sistemidir.

Evde diş beyazlatma (Home Bleaching); ağızdan alınan basit bir ölçü ile kişiye özel hazırlanan plastik ağızlıkların içine jeller konularak yapılan beyazlatma işlemidir. Ortalama 5-7 günde istenen beyazlama sağlanır. Günde 4-8 saat takılması gereklidir (renge ve jele bağlı olarak değişebilir).

Herkes diş beyazlatabilir mi?
Herkes beyazlatabilir ancak beyazlatma öncesi diş hekimi muayenesinden geçilmesi gerekir. Ağzında ilerlemiş çürükleri ve ilerlemiş dişeti hastalığı olanlar, tedavilerini yaptırdıktan sonra beyazlatma işlemini uygulatmalıdır. Bunun dışında büyüme ve gelişimini tamamlamamış kimselere önerilmemektedir. Ayrıca gebelere ve emziren annelere de dikkatli yapılmalıdır.

Beyazlatma güvenli midir yoksa dişlere zarar verir mi?
Yapılan araştırmalar ve mikroskopik çalışmalar; yüzde 10 beyazlatma solüsyonu kullanımında hiçbir zarar olmadığını göstermiştir. Yapısal değişiklik ve kalıcı hasar oluştuğunu gösteren tek bir araştırma bile yoktur.  Farklı konsantrasyonda ilaçlar da kullanılabilir ancak bunların da nasıl ve ne kadar kullanılacağına doktorunuz karar verecektir.

Dişler herkeste aynı oranda mı beyazlar?
Herkeste aynı oranda olmaz; renginin ne kadar açılacağı dişin yapısına göre değişir.

Diş beyazlatmanın yan etkileri nelerdir?
Bütün beyazlatma jelleri az çok hassasiyete sebep olur. Soğuk-sıcak içeceklere ve havaya bile karşı oluşan bu hassasiyet rahatsızlık verir. Bu, normal ve beklenen bir yan etkidir. Hassasiyet 24-48 saat içinde geçmezse beyazlatıcı kullanımının kesilmesini tavsiye ederiz. Hassasiyet durumunda, diş hekiminizin uygulayacağı florür ve size önereceği diş macunu veya kremleri bu diş hassasiyetini azaltacaktır. Hassasiyeti azaltmak için içerisinde potasyum nitrat bulunduran diş macunları da işe yarar.


LİFLİ BESİNLER DİŞLERİ TEMİZLER
Beyazlatma jeli; kaplama, porselen ve kuronları da beyazlatır mı?
Bütün beyazlatma maddeleri doğal diş yapısı üzerinde çalışırlar. Bu demek olur ki porselen kaplama kuron ve köprüler beyazlamazlar. Yeni beyazlamış dişinizin rengine uyma sı için bütün bunların değişmesi gerekebilir.

Beyazlatmanın etkisi ne kadar sürer?    
Beyazlatma işleminden alınan sonuç, kişinin diş yapısına bağlı olarak değişir ve yaklaşık 6 ay-2 yıl arasında sabit kalır. Tabii ki bu süre kişinin kendisine de bağlıdır. Beyazlatma sırasında ve sonrasında en az iki hafta dişleri boyayan maddelerden uzak durulmalıdır.

Dişlerin sararmaması için pratik önerileriniz nelerdir?   
Çay, kahve ve kola gibi renklendirici içeceklerin tüketimini azaltıp, mümkün olduğu kadar lifli yiyecekler tüketilmelidir. Ağız ve dişlerin rutin bakımlarına dikkat etmemiz gerekir. Lifli gıdalar elma havuç gibi sebze ve meyveler, tahıl gruplarıdır. Lifli gıdaların dişlerimize en büyük faydası mekanik temizlik yapmasıdır. Günümüzde işlenmiş ve rafine yiyecekler yendiği için dişlerimize daha çok yapışmakta böylece hem diş taşı oluşumu hem de çürük oluşumu artmaktadır buna bağlı olarak renkleşmelere de neden olmaktadır. Hem dengeli beslenmek hem de dişlerimizin sağlığı için lifli gıdalara diyetimizde mutlaka yer vermeliyiz.

Daha güzel dişler için lazer tedavisi


Daha güzel dişler için lazer tedavisi
Günümüzde diş sağlığında birçok tedavi yöntemi uygulanıyor. Dişlerinin görünümünden ve diş sağlığından şikayetçi olan birçok kişi bu tedavi yöntemleri ile istedikleri gülümsemeye ve daha sağlıklı dişlere kavuşuyor.
  
Hastalar en çok lazerle uygulanan tedavi yöntemlerini tercih ediyor. Çünkü Lazer tedavisi hem ağrısız hem de daha kısa sürüyor. Diş Hekimi Çağdaş Kışlaoğlu, diş sağlığı için önemli yer tutan bu yöntemi ve uygulama alanlarını anlattı.
Lazer tedavi yöntemi nedir?
“Ağrısız, kanamasız ve anestezi gerektirmeyen bu yöntemde atomize su spreylerinin lazer enerjisiyle birleşmesi sonucunda elde edilen hidrokinetik enerjisiyle çalışan bir elektronik cihaz kullanılıyor. (Erbiyum lazerleri) Bu cihaz ile hedef dokuda küçük patlamalar oluşturularak dokular arası bağlar çözülüyor ve yüzeydeki dokular birbirinden ayrılıyor. Diş Lazeri, hem sert dokuda hem de yumuşak doku üzerinde rahatlıkla uygulanabiliyor.”
Hangi diş rahatsızlıklarında uygulanabiliyor?
“Lazer yöntemi;
—Diş dolguları
—Çürüklerin temizlenmesi
—Diş kökünde oluşan iltihapların kurutulması
—Kanal tedavisi
—Çene ve diş etindeki cerrahi operasyonlar
—Diş hassasiyetinin giderilmesi
—İmplant uygulamaları
—Estetik diş tedavileri
—Diş etinde uygulanan tedavi işlemleri
—Diş beyazlatma
gibi bir çok tedavi sürecinde kullanılıyor.”
Lazer yöntemin diğer uygulanan tedavi yöntemlerinden farkı nedir?
“Bu yöntem de hastaları korkutan anestezi yöntemi genel anlamda kullanılmıyor. Ancak kapsamlı cerrahi operasyonlarda kullanılıyor.
Lazer işlemi dişe ve diğer dokulara temas edilmeden uygulandığı için herhangi bir titreşim ve basınç hissedilmiyor. Doğal olarak beyine ulaşan ağrı iletimini kestiği için hasta tedavide ağrı hissetmiyor. Tedavi sürecinde % 90 hiç kanama olmuyor ve işlem sonucunda lazer ile daha steril bir çalışma yapıldığı için apse yada şişme görülmüyor. Aynı şekilde diş dolgularında ve kaplamalarda uygulandığında diğer yöntemlere göre yapılan dolgu ve kaplamalar daha dayanıklı oluyor ve tedavi bitiminde hasta dişlerinde herhangi bir hassasiyet duymuyor.
Diş estetik işlemleri de bu sayede daha kısa sürede uygulanabiliyor. Diş beyazlatma ve diş etinde oluşan renk değişimleri lazer yöntemi ile çok daha kısa zamanda daha iyi sonuçlar veriyor.”
Lazer ile tedavi yöntemini en çok kimler tercih edebilir?
“Lazer ile diş tedavisini diş rahatsızlığının durumuna göre her hasta tercih edebilir. Anestezi kullanımının tehlikeli olduğu kalp, böbrek, astım ve kronik rahatsızlıkları olan hastalar da bu tedaviyi tercih ederek diş rahatsızlıklarından kurtulabilirler. Aynı zamanda hamile olan anne adayları ve diş hekimi korkusu yaşayan birçok hasta da lazer tedavi yöntemini uygulattırabilirler.”
Çocuklarda bu tedavi yöntemi uygulanabilir mi?
“Çocuklar genel olarak diş hekimi korkusu yaşıyor. Lazer tedavi yöntemi anestezi gerektirmediği için çocuklar da diş tedavisi çok daha kolay uygulanabiliyor. Bu şekilde çocuklar bu korkuyu daha basit atlatabiliyor.”
Lazer tedavi yönteminde dikkat edilmesi gereken unsurlar nelerdir?
“Mutlaka bu alanda uzman olan hekimler tarafından yapılmalıdır. Çünkü aksi taktirde uygulandığı diş dokusunda kanama, iltihap ve zedelenmeler görülebilir. Ürünün sertifikası mutlaka görülmeli ve diş hekimlerinin yönlendirmeleri dikkate alınmalıdır.”

"İmplantlı protez ısırma kuvvetini artırıyor"


"İmplantlı protez ısırma kuvvetini artırıyor"
diş kayıplarında hareketli protez yerine implant destekli protez kullanılmasının hastanın ısırma kuvvetini artırdığını bildirdi.
  
Diş çekimi ya da kayıpları sonrasında hareketli protez uygulanan hastalarda ısırma kuvvetinin 200'den 50'ye düştüğünü anlatan Özzeybek, bu kuvvetin 15 yıl sonra ise 6'ya indiğini söyledi.
İmplant destekli protez yapılan hastada ise ısırma kuvvetinin 2 ay sonra ilk baştaki duruma göre yüzde 85 arttığını vurgulayan Özzeybek, bu kuvvette 3 yıl sonunda ise yüzde 300 artış meydana geldiğini belirtti.
"Sağlıklı çiğneme için implant çok gerekli bir tedavi yöntemi. Hareketli protez hastaların ısırma kuvvetini düşürmesine rağmen implantlı protez artırır" diye konuştu.
Ömür 5 yıldan az dişler
İmplantın diş hekimliğine girmesiyle diş eti hastalıklarının tedavisinde yaklaşım farklılıkları olduğunu kaydeden Özzeybek, ilerlemiş diş eti hastalıklarında artık şüpheli dişlerin daha fazla çekilmesi yoluna gidildiğini söyledi.
Böylece dişsiz bölgedeki kemik miktarının azalmadığını ve bu bölgelere implantların rahatlıkla yerleştirilebildiğini vurgulayan Özzeybek, şöyle konuştu:
"Bir diş hekimi, doğal dişlerin sağlığını çoğunlukla kullanılan perodontal indekslere göre değerlendirmelidir. Bu konuda önemli araştırmalar yapan Prof. Dr. Carl Misch'e göre, bir dişin ömrü 10 yıldan fazlaysa korunmalı, ömrü 5 yıldan az olan dişler korunmamalı, çekilerek bölgeye kemik tozu koyulmalı ve hemen implant yerleştirilmelidir."

Diş sıkmanın yol açtığı ağrılar


Bel ve boyun ağrısı yapıyorDiş sıkmanın yol açtığı ağrılar
Günü stresli geçirmesi nedeniyle kişinin, gece uyurken dişlerini sıkmasının baş, boyun, bel ağrılarına yol açtığı bildirildi.
  
 birçok rahatsızlığın ana nedeni olarak bilinen stresin çeneye ve dişlere de zarar verdiğini anlattı.
stresli gün geçiren kişinin uyurken bilinçsizce dişlerini sıktığını, bunun da hem dişlere hem de vücudunun diğer bölgelerine zarar verdiğini ifade etti.
Birçok kişide stresin yöneldiği ilk yerin çiğneme kasları olduğunu, gün içerisinde çenenin sıkılabildiğini ancak bu durumun gece uykuda daha sık yaşandığını anlatan Toygar, şöyle konuştu:
"Derin uykuya dalma sırasında, duyuların iletildiği beyin bölgesine stres ne kadar yoğun iletilirse çiğneme kaslarının o oranda sıkımı güçleşir ve kişi farkında olmadan dişlerini gıcırdatmaya, sıkmaya başlar. Kişi ancak uyandığında çenesindeki ağrıdan bunu fark edebilir. Diş sıkma, çocukluk çağında başlar, erişkinlikte artar. Yaşanan stres nedeniyle de devam eder. Yapılan araştırmalar bir kişinin diş sıkma gücünün 5 tona kadar ulaşabildiğini gösteriyor. Çene kasları çok güçlüdür. Diğer kaslara göre yorulmaz. Bu kasın histolojik yapısı farklıdır. Kasılma gücü fazladır. Bu kadar güçlü ısırma kuvveti dişlerde aşınmalara, çene kemiğinde kırılmalara, travmalara neden olur. Çiğneme ekleminde de deformasyon oluşur."
Ağrılar
Stres sonucunda derin uykuda yaşanan çene sıkmanın, hastanın sosyal yaşamını bozduğunu, rahat kaliteli uykuyu engellediğini, yaşam enerjisini düşürdüğünü dile getiren Prof. Dr. Toygar, bu rahatsızlığın özellikle "hassas, endişeli, içine kapanık ve duygularını dışa vuramayan kişilerde" görüldüğünü kaydetti.

"Strese bağlı olarak uyurken bilinçsiz yapılan diş sıkmaları baş, boyun, bel ağrılarına neden oluyor. Baş ağrıları migrenle karıştırılmamalı. Çoğu kişi migrenden kaynaklı sanır baş ağrısını ama stres nedenli çene sıkması da bunun nedenlerinden biridir. Bu kişilerin çene hareketlerinde kısıtlılık olur. Rahat çiğneyemez. Şakak bölgesinde, omuz ve sırtlarda ağrı yapar. Kulak çınlaması, yüzde asimetri, denge bozukluğu, depresyon, bulanık görme, gözde seğirme olarak kendisini gösterir."
Diş sıkmanın önüne geçebilmenin en etkin yolunun "stresten uzak durmak" olduğunun altını çizen Toygar, günde iki kez 20 şer dakika çene eklemine, triger denilen tetik noktasına sıcak havluyla masaj yapılabileceğini, gülerken, esnerken ağız açıklığının kontrol edilmesi gerektiğini dile getirerek, "Şeker ve kafein tüketiminden uzak durulmalı. Yumuşak gıdalarla beslenmeli ve bunlar ufak parçalı olmalı" dedi.

Diş gıcırdatmanın perde arkası..



Diş gıcırdatmanın perde arkası...
 gece uyurken dişlerin gıcırdatılması ve çene sıkma olayının temelinde psikolojik sorunların yattığını söyledi.
    
gece uykuda diş gıcırdatma veya diş sıkma sorunun temelinde psikolojik etkenlerin etkin rol oynadığını belirterek, şunları söyledi:
"Uyurken diş gıcırdatma veya çene sıkma olayının temelinde psikolojik sorunlar yatmakta, çözüm ise sıkıntıya neden olan sorunun giderilmesinde. Eğer gece uykunuzda bilinçsiz olarak dişlerinizi gıcırdatıyorsanız, mutlaka gün içinde yaşadığınız sorunlar sizi etkisi altında bırakmıştır. Bize gelen şikayetlerde bu bulgulara rastlıyoruz. Günlük hayatımızda çeşitli problemlerden dolayı strese kapılmaktayız, bunlar da bizleri olumsuz etkiliyor. Gece uykuda ise bunların yansıması yaşanıyor."
Diş gıcırdatmaya çocuklarda ve hatta dişleri çıkan bebeklerde de rastlandığını kaydeden Küçükeşmen, "Çocuğunuzda diş gıcırdatma olayına şahit oluyorsanız, mutlaka sorunlarını irdeleyin. Arkadaşları ile tartışma yaşamış olabilir, bakıcısı ile problemi olabilir. Bunları sorgulayın" dedi.
Diş gıcırdatmanın bilinçaltında yapıldığını ve uykuda olan kişinin bunun farkında bile olmadığını belirten Küçükeşmen, diş yapısının da diş gıcırdatma olayına etken olabileceğini savundu.
Sorunun zamanında giderilmesi gerektiğini vurgulayan Çiğdem Küçükeşmen, sürekli diş gıcırdatma olayının yaşanması halinde eklemlerde ağrı, çene dokusunda hassasiyet oluşabileceğini ayrıca baş ağrısı ve ağız yapısının bozulabileceğini kaydetti. Bunun yanı sıra dişlerin sürtünmeden dolayı zarar göreceğini bildiren Küçükeşmen, "Önlem alınmadığı takdirde sürtünmelerden ötürü diş yapısı zarar görür. Küçülmeler oluşabilir" uyarısında bulundu.

SAGLIKLI GÜLÜMSEYİN

GÜLÜŞ TASARIMI
  Gülüş tasarımı, hekimlik ve sanatın birlikte uygulanarak, yüze özel ideal gülüşü sağlayabilmektir.
Dişler, birbirleri ve onları çevreleyen yumuşak dokular ile uyumlu olarak dizilmiştir. Güzel bir gülüşün temel elemanları dişlerdir ve dolayısıyla diş şekilleri ve anatomik özellikleri hakkında kapsamlı olarak bilgi sahibi olmak, tüm tedavilerin temelini oluşturur. İyi tasarlanmış bir gülüşün nasıl olması gerektiği hakkında daha fazla fikir sahibi olabilmek için, yüz hatlarının iç ve dış kenarları incelenmelidir..
  Yüz hatları, cinsiyet, yaş, gülüş simetrisi, dişlerin sıralanışı ve renkleri, dudaklar ile diş etleri estetik gülüş ifadesini belirleyen faktörlerdir. Gülüş tasarımında tüm bu faktörler göz önüne alınarak dişlerin formu belirlenir.
 
Gülüş tasarımıyla daha genç görünmek mümkündür. Her açıdan çok daha sağlıklı, pırıl pırıl dişlere kavuşmanız mümkün. Diş beyazlatmadan, görünmeyen diş teline kadar kozmetik amaçlı birçok yenilik sizi bekliyor.


DİŞ BEYAZLATMA
    "Bleaching" yani dişlerin "ağartılması" işlemi son yıllarda büyük gelişim göstermiştir ve yetkili diş hekimliği organizasyonlarınca güvenilirliliği kabul edilmiş bir tedavi yöntemidir. Eğer birey dişlerinin formundan memnun ise , renginden memnun değilse diş beyazlatma en koruyucu yöntemdir .

 
Dişlerimiz söz konusu olduğunda onların beyazlıkları her zaman sağlık ve estetiğin vazgeçilmez unsuru olarak kabul edilmiştir. Dişlerimiz yaşayan, dış ortamla ilişki halinde ve ondan etkilenen canlı dokulardır. Yediğimiz ve içtiğimiz bir çok madde onlar üzerinde etkiye sahiptir. Bunlar arasında kahveyi, sigarayı, çayı öncelikliler arasında sayabiliriz. Bunların yanı sıra genetik ve fizyolojik yapımıza bağlı olarak da dişlerimizde renklenmeler oluşabilir.

İMPLANT
  İmplantlar küçük bir cerrahi girişimle çene kemiğine yerleştirilir. Ortalama 3-6 ay sonra implantın etrafını yoğun ve sağlam bir kemik sararak, sıkı bir şekilde çene kemiği içinde oturmasını sağlar. İmplantlara kron, köprü ve hareketli diş protezleri uygulanarak klasik tedavide karşılaşılan bir çok problem ortadan kaldırılır. Örneğin tek diş eksikliğini gidermek için boşluğun her iki yanındaki sağlam dişlerin kesilmesi ile yapılan klasik köprü yöntemi yerine bu boşluğun implantla doldurulması çok daha estetik ve sağlıklı sonuçlar ortaya çıkarır.
Tek
diş uygulamalarında en önemli yenilik, özellikle üst çene ön bölgede estetik beklentiler göz önüne alınarak, implant yapıldığı gün üst yapının, yani porselen kuronun da gerçekleştirilmesi


ZİRKONYUM ESASLI KURON & KÖPRÜ SİSTEMLERİ  Bu sistemde metal yerine yapı malzemesi olarak zirkonyum kullanılır. Yapılan çalışmalar diş hekimliğinin temel gereksinimleri olan estetik, sağlamlık, doku uyumluluğu ve doğallık konularında bugüne kadar ulaşılan en yüksek performansın elde edildiğini göstermiştir.
 Tamamen manüpulatif becerinin bilgisayar destekli teknoloji ile birleştirilmesi sonucu ortaya çıkan bir yöntemdir. Klinikte elde hazırlanmış
diş preperasyonları laboratuarda özel yöntemlerde şekillendirilir ve özel bir cihaz yardımıyla lazer tarama sitem ile okunur. Bu bilgiler cihazın şekillendirme bölmesine aktarılıp kuron veya köprünü bilgisayar tarafında işlenilir.
ORTODONTİ (ÇARPRAŞIK DİŞLERİ DÜZELTME)
  
Ortodonti çapraşık dişlerin düzeltilmesi, diş, çene ve yüzdeki uyumsuzlukların giderilmesi ile ilgilenen bir bilim dalıdır. Ortodontistler (ordodonti uzmanı) çene kemiğinizin ve dişlerinizin doğru yerde ve doğru konumda yerleşmesini sağlar.
 
Dişlerdeki çapraşıklıkların düzeltilmesi ile önemli bir estetik kazanım sağlandığı gibi, ağız ve diş sağlığına da pek çok katkıda bulunulur. Çapraşıklıkların giderilmesi ile bu bölgelerin daha kolay ve etkili temizlenmesi sağlanır, böylece çürük ve dişeti hastalıklarının önüne geçilmiş olur. Ayrıca dişlerin ve çenelerin birbiriyle kapanışları düzeleceği için daha sağlıklı çiğneme fonksiyonu kazanılmış olur.
Çocuğunuz yaklaşık olarak 7 yaşına gelince, bir ortodonti uzmanı tarafından böyle bir tedaviye ihtiyacının olup olmadığının belirlenmesi gerekmektedir.

Sahur vakti mutlaka dişlerinizi fırçalayın

291531
Sahur vakti mutlaka dişlerinizi fırçalayın

Ramazan ayıyla birlikte diş bakımı ayrı bir önem kazanıyor. Gün içinde 16 saat oruçlu kalınacağını hatırlatan Yeşiltepe Polikliniği'nde Diş Hekimi Murat Sözmen, "Özellikle sahurda dişlerimizi fırçalamamız gerekiyor.

Yoksa gün içinde diş aralarında kalan gıda artıkları bakteri oluşumuna sebep olacak ve dişlerin çürümesine sebep olacaktır." açıklamasını yaptı.

Diş Hekimi Murat Sözmen, sahur yemeğinden sonra diş fırçalamanın yanı sıra diş ipi kullanımının da önemine değindi. "Aslında Ramazan ayı ile birlikte ağız ve diş sağlığı açısından yapılması gerekenler normal yaşantımızda yapmamız gerekenden pek farklı değil. Sahurda diş fırçalamak ve diş ipi kullanmak, oruçlu olduğumuz süre içinde ağzımızda gıda artıklarının kalmamasını sağlayacak, bakteri oluşumunu engelleyecektir. Bunun sonucunda hem ağız kokusu, hem yeni oluşacak çürükler hem de ağız içerisinde var olan diş problemlerinin artması engellenecek. İyi bir ağız hijyeninin devamı sağlanmış olur." şeklinde konuştu. Sözmen, Ramazan ayında çok sıcak ve çok soğuk gıdaların arkası arkasına tüketmekten özellikle kaçınılması uyarısında bulunuyor. "Asitli gıdaları minimuma indirin ve asitli gıdaları tükettikten sonra en az yarım saat dişlerinizi fırçalamaktan kaçının." diyor.
ZAMAN

Hafızanızı geliştirmek icin

Uzmanlar Çok İyi Basit yöntemlerle beynimizi geliştirebileceğimizi söylüyor
Ingiliz Daily Mail gazetesi zekâyı geliştirmenin yollarını sıraladı:
1. az 15 dakika kisik egzersiz yapın tr Her tabanca.
2. HIZLI konuşun, ilginc Bir sekilde HIZLI konusmak hafızanızı geliştirir.

3. Sorunları konuşmaktan vazgeçin. Sürekli, konusmak çözümden uzaklaştırır.
4. Alışveriş listesi görmeme şeyleri Alfabetik sıraya Türkçesi hazırlamayın.
5. Yolunuzu değiştirin. Onu Zaman gördüğünüz yerlerin değişmesi alamiyorum Gelir. Örneğin köpeğinizi onun Is getting beter gezdirdiğiniz yolu değiştirebilirsiniz.
6. Uykunuza DİKKAT gittiğiniz. Onu Is getting beter Düzenli uyuyun.
7. Eğlendiğiniz Bir şeyler yapın. Met hem düzeyinizi düşürmenize hem de beyninizi tazelemenize Yardımcı olacaktır stres.
8. Dağınık odalar ve Alanlan dağınık düşünmeyi körükler. Zihinsel Isler yapacağınız Yeri melek Uygun biçimde gittiğiniz organize

dantel modeli

[havlıkenari7457+(2).gif]

karyola etegi takım için uç danteli

11 Şubat 2011 Cuma

Son model ve ilginç ,sıradışı duvar saatleri

O kadar çok çeşit varki insan gerçekten hangisini beğeneceğine şaşırıyor. Her zevke her tarza uygun seçenekleri var. Her odada kullanabileceğiniz tarzda da tasarlanıyor. Mutfak için mutfağa uygun saatler, çocuk odaları özel saatler. Bu aralar da en çok aynalı olanlar dikkat çekiyor. Gerçekten çok şık ve evinizin dekorasyonunu tamamlayıcı. İstediğiniz modeli alıp hem şık bir aksesuar hemde duvar saati olarak kullanabiliyosunuz.
Modern Duvar Saatleri
Renkli ve farklı bir duvar saati
Duvar Saatleri
Kelebek duvar saati
Orjinal Duvar Saati
Farklı ve orjinal bir ürün
Saat Modelleri
Renkli karelerden oluşmuş saat modeli.
Duvar Saati Modelleri
Şık duvar saatleri
Farklı Duvar saatleri
Ev şeklinde duvar saati
Duvar Saatleri
Mutfağınızda şık duracak bir duvar saati
Saat Modelleri
Farklı bir duvar saati
Saat Resimleri
Yepyeni duvar saatleri
Duvar Saati Modelleri
Kuş yuvası şeklinde duvar saati
Duvar Saatleri
Ansiklopedi şeklinde saat
Farklı Duvar Saatleri
Sayılardan oluşmuş saat modeli
Duvar Saati Modelleri
Resimli duvar saati. Sevdikleriniz daima yanınızda olsun
Yepyeni Duvar Saatleri
Gri duvar saati
Aynalı Duvar Saati
Aynalı kelebek duvar saati
Dekoratif Saatler
Şık dekoratif duvar saati
Saat Örnekleri
Minik renkli küplerden oluşan saat
Yeni Saat Modelleri
Galaxy şeklinde duvar saati modeli

İzleyiciler